Sedat Peker resti


 

Atilla Sağım

İktidarın kontrolündeki havuz medyası ve bazı siyasetçilerin Sedat Peker’in Birleşik Arap Emirliklerinde bulunmasını “Hainlik” ile değerlendirmelerine karşı Peker’in resti yeni bir dönemin kapılarını açmış oldu.  

Sedat Peker sosyal medya hesabından “15 Temmuz’u Birleşik Arap Emirlikleri finanse etti insanlarımız onların yüzünden şehit oldu. Sedat Peker’’de Birleşik Arap Emirlikleri’ne gittiği için haindir” yorumlarına çok sert cevap verdi.

Sedat Peker paylaşımlarında “1-Birleşik Arap Emirlikleri’nde oturumum var, hakkımda çıkarılmış herhangi bir kırmızı bülten kararı yok, uluslararası hukuka göre beni bulunduğum ülkeden hiçbir ülke alamaz. “15 Temmuz’u Birleşik Arap Emirlikleri finanse etti insanlarımız onların yüzünden şehit oldu. 2. Sedat Peker de Birleşik Arap Emirlikleri’ne gittiği için haindir.” diyen gazeteciler ve siyasetçiler, bu sözlerinizden dolayı benden özür dilemezseniz sizin kahpe, namussuz, şerefsiz olduğunuzu tüm dünyaya haykırmaktan geri durmayacağım” dedi.

Peker, en sert sözlerini havuz medyası ve iktidar yalakalarına yönelik olarak sarf etti ve “Değil beni alacağınızı, şeyimden tavana asacağınızı bilsem de sözünden dönen namerttir. Şükürler olsun ben Meryem Ana’nın kursağında büyüdüm. Bazı namusu maaşı kadar olan gazeteciler ve siyasetçiler gibi kahpe kursağında büyümedim çok şükür. Ben hayatımın hiçbir döneminde cezaevine düşmemek için dua etmedim, ancak birçok geceler beni insanoğlunun eline düşürmemesi için Yüce Allah’ıma dualar ettim. Beni cezaevine yollamak, öldürmek belki mümkündür ama beni KÜÇÜLTMEK asla mümkün değildir” paylaşımında bulundu.

Birleşik Arap Emirliklerinin 15 Temmuz hain darbe girişimini yapanlara maddi ve lojistik olarak yardım ettiğini başta Cumhurbaşkanı ve bakanlar her fırsatta gündeme getirmişlerdi.

Örneğin Yeni Şafak gazetesi yazarı Mehmet Acet Haziran 2017 köşesinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamalarını yazmıştı. Çavuşoğlu o dönem "Türkiye'deki darbe kalkışmasına, hükümeti gayrı meşru yöntemlerle devirme çabalarına bir ülkenin 3 milyar dolar para desteğini sağladığını biliyoruz, üstelik bu Müslüman bir ülke. Birleşik Arap Emirlikleri" demişti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ise "Darbe girişimi olduğu zaman Körfez'de kimlerin buna sevindiğini çok iyi biliyoruz" deyip, şöyle devam etti: "Birilerinin istihbarat örgütleri varsa bizim de var. Kimlerin o geceyi nasıl geçirdiğini çok iyi biliyoruz. Türkiye'de ne oldu, ne oluyor, bitti mi, gidiyor mu, darbe neticeye ulaştı mı, ulaşıyor mu? Bunu takip edenleri çok iyi biliyoruz. Nasıl paralar harcandığını çok iyi biliyoruz" açıklamasında bulunmuştu.



2017 yılında devletin zirvesi böyle açıklamalarda bulunmuş iki ülke arasında diplomatik ilişkiler belirli bir seviyeye gerilemişti.

Fakat Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye arasında bir sürpriz yaşandı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz çarşamba günü Birleşik Arap Emirliklerinin iki numaralı ismi Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun Bin Zayed Al Nahyan’ı Ankara Beştepe’de kabul etti. Görüşme sonrasında Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre iki ülke arasındaki ilişkiler ile bölgesel konular değerlendirildi, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Türkiye’ye yönelik yatırımları da ele alındı açıklaması yapıldı.


2017 Haziranında Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu BAE’nin FETÖ’CÜLERE 15 Temmuz 2016 öncesinde 3 Milyar dolar para desteği yaptığını söylemişti.

Soralım, BAE 3 Milyar dolar gibi büyük bir miktarı FETÖ’CÜLERE verirken siz ne yapıyordunuz?

Para transferlerinde 100 doların dahi takibi yapılırken, ayrıca FETÖ’CÜLERİN malları, mülkleri ve paraları konusunda derin incelemeler yapılırken Türkiye olarak devletimize ve milletimize hainlik yapacaklara verildiği iddia edilen 3 Milyar doların takibini nasıl yapamadınız?

Hain 15 Temmuzcularla ilişkilendirdiğiniz Birleşik Arap Emir’inin kardeşi Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun Bin Zayed Al Nahyan’ı o zaman Ankara’da neden kabul ettiniz?

Türkiye hainlerle işbirliği içinde olduğu iddia edilen BAE masaya mı oturuyor?

Devlet adamlığı diplomasi süreklilik ve ciddiyet ister.

Sedat Peker gibi suçun içinden gelmiş devletin kontrolünden çıkmamış kesilen her cezaya razı olmuş insanların kırmızıçizgileri vardır. Devlet ve millet hainliği kırmızıçizgileridir hele ki ölüm korkusunu aşmışlarsa.

Her gün farklı bir yöne savrulan havuz medyası ve iktidarın etrafını saran yalaka takımı Sedat Peker konusunda bam telini kopardılar. Bu davranışlarının Ak Parti tabanına tesir etmediğini hesaplıyorlar ama evdeki hesap çarşıya uymayacak.

Unutmayın eski Bakan Berat Albayrak 2018 yılında, AK Partili bir seçmen ile arasında geçen diyalogu anlatırken “Vallahi AK Parti'ye o kadar güveniyoruz ki Sayın Bakanım. Cumhurbaşkanımız çıksa, şuradan Ay'a kadar 4 şeritli yol yapacağım dese, vallahi inanırız diyorlar" açıklamasını sosyal medyada hesabından paylaşmıştı. Berat Albayrak şimdi nerelerde bilen var mı sahip çıkan var mı?

Bu sözleri söyleyen Ak Partili seçmen neden bakanına sahip çıkmadı? Havuz medyası ve yalaka takımı farkında değil ama Ak Partinin çöküşü tabanda çoktan başladı. Sosyal medyada milyonları peşinden sürükleyen iddialara göre suç örgütü lideri Sedat Peker’in ifşaları yetti de arttı bile.

Bundan sonra ne olur?

Peker’den özür dileyenler kurtulurda sessiz kalanların nefislerindeki kirli çamaşırları ortaya saçılı verir.

Rüzgârlarda savrulmanızdan millet yoruldu sayın devlet ricali.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

FETÖ’CÜ basının Sedat Peker tahriki

Sedat Peker SADAT Kılıçdaroğlu