Çanakkale savaşının Asenaları
Atilla Sağım
Çanakkale
savaşının Asenaları
1.Dünya
savaşının ve dünyanın kaderinin yazıldığı cephe, Çanakkale cephesiydi.
1914'te
Çanakkale Boğazı'na giren “Goeben ve Breslau” Alman savaş gemilerini
sahiplenmemiz ve bu gemilerin Karadeniz’e 29 Ekim 1914 tarihinde “Yavuz ve
Midilli” isimleriyle çıkarak Rus limanlarını bombalaması Osmanlı
İmparatorluğunu 11 Kasım 1914 tarihinde 1. Dünya savaşına dâhil etti.
Osmanlı
imparatorluğu 11 Kasım 1914 sonrasında Kafkasya Cephesinde (1914-1918),
Rusya'ya karşı, Suriye-Filistin Cephesi(1914-1918), Irak Cephesi (1914-1918),
Hicaz-Yemen Cephesi ve Çanakkale Cephesinde (1915) Britanya'ya ve Fransa'ya
karşı, İran Cephesinde (1914-1918) Rusya ve İngiltere'ye karşı savaşmıştır.
Tabi Balkan Cephesini unutmamak lazım (1916-1918), 10. ve 20. Osmanlı Kolordusu
Alman, Avusturya ve Bulgar birlikleriyle beraber Britanya'ya, Fransızlara ve
Sırplara karşı savaşmıştır.
l. Dünya
savaşının en önemli cephesi şüphesiz Çanakkale’dir. Çanakkale cephesinde öyle
olaylar yaşanmıştır ki günümüzde dahi yeni belgeler ortaya çıktıkça insanın
yüreği dağlanıyor.
Çanakkale
savaşı sadece on beşliklerin eli kınalı genç Türk gençlerine ait değil,
Çanakkale cephesinde Türk Asenalarda vardır yani Türk kadın askerler.
18 Mart Çanakkale
Zaferi'nin üzerinden tam 107 yıl geçti, Çanakkale savaşı filmlere ve muhteşem
romanlara konu oldu ama Türk’ün kahramanlığında kadınlarında olduğu yabancı
kaynaklarda geçmesine rağmen bizde isimleri dillendirilmedi.
İşte o isimsiz kadın askerlerimizden bazıları;
İzmir’in
Kemalpaşa (Nif) kazasının Ahmetli köyünden Hacı Halilzâdeler’den merhum Mehmet
Efendinin kızı Mücahide Hatice Hanım Anafartalar cephesinde 56. Fırka birliğine
Ahmet ismiyle keskin nişancı olarak katılır. Anafartalar’da dokuz yerinden
yaralanır ama vatan savunmasında Bozüyük’te İnönü muharebeleri başta olmak
üzere çok sayıda cepheye katılır. Mücahide Hatice Hanım İzmir’de Yunan
birlikleri tarafından yaralı olarak esir alınır işkence görür ait olduğu birlik
hakkında tek bir kelime söylemez delirdi diye bırakılır Yunanlıların elinden
şiddetli çatışmalar sonrasında kurtarılır. Kaynak Zafer-i Milli Gazetesi, 20
Mart 1926.
Bir başka
örnek;
Dragaşlı Arnavut Zeynep Mido Çavuştur.
Arnavut Zeynep
Mido Çavuş'un hikayesi bu gün dahi Kosava Gora ve Dragaş'ta bölgelerinde
anlatılır. Henüz gelinlik çağında güzel Zeynep Çanakkale cephesine gönüllü gitmiş
ve şehit olmuştur. Zeynep Çavuş defnedilirken elindeki kınalar bozulmasın diye
beyaz kefenle elleri sarılmıştır. Çanakkale Savaşı’na, Kosava Gora-Dragaş’tan sekiz
tabur asker katılmış ve bu askerlerin yarısına yakını kadınlardan oluştuğu
bölge halkı tarafından halen anlatılmaktadır.
Yardım meleği Safiye Hüseyin Elbi hanım İngiltere'de deniz ataşeliği yapan Ahmet Paşanın kızıydı Avrupa’da hemşirelik eğitimi almıştı, hastaneye dönüştürülen Akbaş mevkiinde demirleyen Reşit Paşa vapurunda gönüllü olarak İngiltere’den gelerek hemşireliğe başladı. Balkan savaşlarınada katılan Safiye Hüseyin Elbi hanın sonrasında “ Şu parmakları görüyor musunuz? Ben bu parmaklarımla kaç delikanlının gözlerini bir daha açılmamak üzere kapattım” sözleriyle tarihe ismini yazdırmıştır.
Safiye hanım
ülkesine hizmetlerini savaş sonrasında 1923 ve 1927 yıllarında Cenevre'de
toplanan Uluslararası Hemşire Kongresi'nde Türkiye'yi temsil etmiş, Hilâl-i
Ahzar Cemiyeti'nin ilk kadın üyesi olarak idare heyetinde yer almış, Veremle
Savaş Derneği ve Türk Kadınlar Birliği'nin de kurucu üye olarak görev
yapmıştır. Türkiye'de kadınların ilk defa seçme ve seçilme hakkını
kullandıkları 1930 yılı belediye seçimlerinde İstanbul'da Cumhuriyet Halk
Fırkası adayı olarak Belediye Meclis üyeliğine seçilmiştir.
Çanakkale
Savaşı'nda Türk kadını cephede fiilen ve cephe gerisinde aktif bir rol
üstlenmiştir. Özellikle sağlık hizmetlerinin sağlanmasında, askerler için
kılık-kıyafet ihtiyacının karşılanmasında ve kamuoyu oluşumunda Türk kadını
önemli hizmetlerde bulunmuştur.
Unutulmamalıdır
ki bu gün Türk adında bir millet varsa Türk kadının eseridir.
Çünkü
"Dünyada
hiçbir milletin kadını, 'Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi
kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar hizmet gösterdim' diyemez"
Mustafa Kemal.
Yorumlar
Yorum Gönder