Siyaset kimi harcayacak?

Erdoğan’ı mı?

İmamoğlu’nu mu?

Özel’i mi?

 

 

Türkiye, 2025 yılına yüksek enflasyon siyasete yüksek tansiyonla girdi, en son Öcalan’a umut hakkı destek görmedi, Suriye konusunda doksandan göl yedik ve CHP’li Beşiktaş Belediye Başkanı tutuklandı.

Siyasette tansiyonu yükselten açıklama Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi ve “Hâlbuki onlar da çok iyi biliyor ki daha turpların büyükleri heybede. Telaşlarının, paniklemelerinin, ortalığı velveleye vermelerinin bir sebebi de işte bu hakikattir” dedi, hedefinde İmamoğlu’nun olduğunu söylemek hayalcilik olmaz.

Erdoğan’ın siyasetteki tek hedefi Ekrem İmamoğlu ve onu alt etmek için siyaseten elinden geleni yapacak. Önümüzdeki günlerde farklı illerdeki CHP’li ve İYİ Partili belediye başkanları DDK tarafından görevden uzaklaştırılırsa şaşırmayın.

Aslında Erdoğan’ın tek bir isteği var yeniden Cumhurbaşkanı adayı olmak, seçimler 2028 tarihinde yapılırsa Erdoğan aday olamayacak, fakat TBMM erken seçim kararı alırsa yeniden aday olabiliyor ama meclisten erken seçim kararının çıkması şimdilik zor gözüküyor.

Erdoğan’ın heybesinden ilk anayasa değişikliği çıkmıştı fakat Cumhur İttifakının milletvekili sayısı yetmiyordu ve ardından MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan açılımı geldi, asıl gerekçe DEM partinin 57 milletvekilinin anayasa değişikliğinde desteğini almaktı olmadı süreç devam ediyor. DEM partinin desteği alınırsa geri dört milletvekilinin daha oyuna ihtiyaç var şimdilik biri garanti gibi geriye üç vekilin desteği kalıyor bulunması zor olur mu hiç sanmıyorum.

Peki, Öcalan Erdoğan’a bu yolu açar mı?

Açmasına açar da ne isteyeceği önemli, Öcalan bundan sonra kendisine yönelik hiçbir affı kabul etmez, hem cezaevindekilere hem kandildekilere hem de Avrupa’dakilere af isteyecektir.

Öcalan’ın bu talebini Cumhur İttifakı kabul eder mi?

Türk Milleti kabul eder mi?

 

Elbette etmez.

Erdoğan bunu net bir şekilde gördüğü için muhalefeti erken seçim alma noktasına getirmeye çalışıyor belediyeler üzerinden ve başarılıda olmaya başladı. Şuan için Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığında en büyük rakibi İmamoğlu değil Mansur Yavaş, çünkü İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı yargı yolu ile engellenecek.

Fakat yeni çıkacak torba yasada Devlet Denetleme Kuruluna (DDK) direkt olarak görevden alma yetkisi veriliyor bu yönetmelik çıktığında Erdoğan’ın karşısında hiçbir belediye başkanı rakip olamaz. Kısacası Erdoğan üçüncü kez seçimlere katılma fırsatını yakaladığında rakipsiz olarak seçimlere gidecek.

 

Muhalefet nasıl bir pozisyon alacak derseniz öncelikle Özgür Özel CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olacaktır, İYİ Parti aday gösterir mi şimdilik belli değil ama bu sefer kaybetme lüksleri yok.

Seçimlerde düğümü yine Ak Parti çözecek zira iki farklı yapı var Ak Parti içinde, birincisi Ak Parti kurucuları ve Erdoğan aday olmazsa ne olacağını konuşuyorlar. İkincisi ise mevcut Ak Parti Genel Merkezindeki yapı onların tek derdi şimdilik partiyi ellerinden kaçırmamak menfaatleri doğrultusunda zira kaybetmelerine rağmen görev yerlerini korumasını bildiler.

 

Erdoğan aday olmazsa Ak Partinin adayı kim olacak?

Aslında Ak Partiyi derinden sarsan gerçek bu ama muhalefet bizim birden çok adayımız var Erdoğan aday olamıyor adayınız kim diye sormuyor. Bu gerçek üzerinde siyaset üretemiyor çünkü siyasi gündemi Külliye laboratuvarda suni olarak üretiyor muhalefetinde işine geliyor.

 

Ak Partide Erdoğan aday olamazsa şimdilik Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ismi ön saflarda geçiyor ama alternatifsiz değil. Kendini buğday ambarında zanneden Fahrettin Altun yapılanmasını şimdiden tamamladı. Ak Partinin eski tüfekleri ise bir isim etrafında mutabık değiller. Bir başka isim ise Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar ama Ak Parti tabanında karşılığı yok. Zaten Erdoğan’ın aday olamaması demek Ak Parti içinde büyük bir savaşın başlaması demek. Her ne kadar su yüzüne çıkmasa da Ak Partide sular durulmuş değil son yerel seçimlerden beri.

Yeni Yol ittifakı yani DEVA, GELECEK ve SAADET Partileri seçimlerde ne yapar derseniz bu sefer ittifakla kendi amblemleri ile seçimlere girerse Ak Partiden ciddi oranda oy alırlar ama neredeyse tabanları hiç kalmadı çünkü teşkilatlarının beklentilerini karşılayamadılar işleri oldukça zor.

En geç 2027 yılında Erdoğan’ın yeniden aday olması erken seçim kararının alınması gerekiyor TBMM’de, karar çıkar mı bilmiyorum lakin Erdoğan’ın taktiği tutarsa erken seçime muhalefet evet diyebilir. Erken seçim kararı için muhalefetin kamuoyunda biraz daha oy kazanması gerekiyor, İmamoğlu’nun üzerine gidildikçe muhalefet bir adım daha bu oyunun içine kendiliğinden düşüyor. Muhtemelen 2026 yılında süreç tamamlanmış olacak gibi duruyor ve Erdoğan bir kez daha hem de muhalefetin isteği ile Cumhurbaşkanı adayı olacaktır.

Mesele seçim olunca kazanan yine Erdoğan olacaktır çünkü Erdoğan ve etrafının kaybetme lüksü yok ve Erdoğan’ın belediyelerin kaybedilmesini zerre kadar düşündüğünü zannetmiyorum, belediye kaybeden çoğu il yönetimleri yerlerini korudu Erdoğan kırıp dökmedi aksine daha motive ediyor teşkilatlarını.

 

Önümüzdeki 1,5 yıllık siyaset sizce kimi harcayacak?

Erdoğan’ı mı?

İmamoğlu’nu mu?

Özel’i mi?

Cevap sizde!

 

 

 

Atilla Sağım

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

FETÖ’CÜ basının Sedat Peker tahriki

Sedat Peker resti

Sedat Peker SADAT Kılıçdaroğlu