Kurucu önder!

Öyle mi?

 

Türk siyasetinin son dönem gündemi yeni bir Kürt açılımı ve işin başında herkesi hayrete düşüren MHP lideri Devlet Bahçeli.

Bahçeli’nin geçtiğimiz gün yazlı açıklamasında terörist başı Abdullah Öcalan’a yönelik “Kurucu önder” demesi milliyetçi cenahtan tepki çekti, kurucu önder söylemi PKK terör örgütü yöneticilerinin kullandığı bir jargon olduğu biliniyor.

Yeni açılım başarılı olur mu yoksa daha önceki gibi saçılma mı yaşanır şimdilik kestirmek güç, fakat ırk temeline dayalı hiçbir eylemin başarılı olmadığı da bir gerçek.

Kurucu önder olmak farklı bir şey terörist başı olmak başka bir şey, Abdullah Öcalan bir teröristtir kurduğu terör örgütü binlerce asker sivil insan öldürmüştür ve kendisi bu yüzden yargılanıp ceza almıştır. Fakat siyasi tartışmalara bakınca özellikle yeni açılım sürecinde terör örgütü PKK’nın ve elebaşı Öcalan’ın terör zemininden stratejik olarak uzaklaştırıldığını görüyoruz, bu tarz Bahçeli’nin tarzı değil ama çok tehlikeli, çünkü bu strateji terör örgütünü legal hale getirmenin ilk adımı diye düşünüyorum.

PKK terör örgütünün sözde kurucu önderi Abdullah Öcalan silah bırakın mesajını verdi.

Peki, örgüt silah bırakacak mı?

Elbette bırakmayacak çünkü Abdullah Öcalan sadece bir gölge kullanışlı bir aparat o kadar.

Devlet ve siyasiler bu gerçeği bilmiyor mu?

Elbette biliyorlar, gözlerimizin önünde yaklaşık kırk yıldır hep aynı oyunu oynamak o kadar kolay olmasa gerek.

Türk devleti derinliği olan bir devlettir terör örgütlerinin hangi ülkeler tarafından desteklendiğini hatta örgütlerin içinde hangi ülkelerin etkili olduğunu iyi bilir.

PKK silah bırakmaz çünkü destekçilerinin Türkiye-Irak-Suriye ve İran’a yönelik planları var en başta petrol ve doğal gaz rezervleri kısacası şark planı.

Şark coğrafyasında kan akmadığı sürece güç batıya yönelecektir hep öyle de olmadı mı?

Yenidünya düzeninde batının güçlüleri yeraltı zenginlerini korumak için doğunun yeraltı zenginliklerini sömürmeyi kendilerine görev edindiler yıllardır, bu uğurda kim bilir kaç masum insan katledildi?

60’lı yılların sonunda sağ-sol çatışması, 80’li yıllarda başlayan PKK terör örgütü sonrasın FETÖ aslında hepsi bir projeydi, anlayanlar oldu anlamayanlar çoğunluktaydı bu gün olduğu gibi.

Mesele aslında bir açılım değil elbette dostlar alışverişte görsün ama tezgahın arkasında neler oluyor ona bakmak lazım.

Zaten Suriye’nin kuzeyinde geçtiğimiz gün PKK’nın uzantısı SDG Şam hükümeti ile resmi antlaşma imzaladı kısacası legalleşti ve başına da ileride Öcalan gelirse hiç şaşırmayın, zira DEM yetkilileri Öcalan serbest kalsın demeye başladılar.

Gözümüzün önünde cambaza bak oyunu sergileniyor ama her zaman olduğu gibi seyretmek hoşumuza gidiyor, yeter ki bana dokunmayan yılan bin yaşasın.

Şimdi bir düşünün!

Teoman, Panu, Balamir, Aksuvar, Bumin Kağan, l. Bayan, Böri Şad, Kutluk Bilge Kül Kağan, Bilge Kül Kadir Han, Alp Tigin, Tuğrul Bey, Kutbeddin Muhammed, Batu Han, Emir Timur, Babür Şah, Osman Gazi ve Mustafa Kemal Atatürk.

Yukarıda ismi olanların hepsi kurucu önderlerdir ve devlet kurmuşlardır, bu gün bir teröriste kurucu önder demek ancak Kuşçubaşı Eşrefin anılarında İngiliz casus bu günkü orta doğunun mimarı Thomas Edward Lawrence’yi tarifi gibi “O yeri geldiğinde bir fahişenin ahlak kurallarını bir dans ustasının kibarlığı ile birleştirebilirdi”.

Sanırım orta doğunun bu günkü durumunu özetleyen daha güzel derin bir strateji tarifi olmamıştır.

Hasılı mesele petrol ve doğal gaz gerisi sadece teferruat.


Atilla Sağım

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

FETÖ’CÜ basının Sedat Peker tahriki

Sedat Peker resti

Sedat Peker SADAT Kılıçdaroğlu