Kıbrıs’ın mı,  yoksa baronlarının mı intikamı?

 

Kuzey Kıbrıs’ta şapka düştü kel göründü bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Geçtiğimiz hafta KKTC’de baron olarak bilinen Halil Falyalı’nın finans müdürü Cemil Önal gazeteci Ayşemden Akın’a konuştu ve iddialarda bulundu. İddialarda ismi geçenler açıklamaları yalanladı lakin iki farklı devletin istihbaratı nasıl oldu da harekete geçti itirafçı can güvenliğine alındı?

İddialar doğru mu değil mi şimdilik bilmiyoruz ama olayların etrafında şahıslar değil ülkeler var.

Londra, Belarus, Romanya, Bulgaristan, Türkiye, Kıbrıs ve Dubail, diğer taraftan batı Akdeniz’den kuzey Afrika ülkelerinden Dubai’ye uzanan yıllık milyarlarca dolar değil trilyonlarca doların yasadışı güzergâhı. Falyalı’nın kara kutusu sadece Türkiye yönelik iddialarda bulundu fakat bu iş sadece Türkiye ile mi sınırlı?

Elbette değil bölgede her yasadışı yol Dubai’de birleşiyor, Kıbrıs kara para güzergâhının sadece bir durağı o kadar.

Peki, ne oldu da Kıbrıs’ta yasadışı olaylar ifşa edilmeye başlandı?

Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı’nın 6 Temmuz 1996 yılında Lefkoşe’de öldürülmesi bardağı taşıran som damlaydı, Kıbrıs’ta Casino (Kumarhane) 1986’lı yıllarda açılmaya başladığında ada halkının sosyal hayatında değişim başladı. Kutlu Adalı kumarhanelerle birlikte yaşanan kara para trafiğini dillendirmesi bu pastadan pay alanları rahatsız etti ve katledildi.

Son yıllarda KKTC halkı Türkiye’yi yönetenlerden oldukça rahatsız bunu bilmeyen yok, son diplomatik gelişmelerde Türk Devletleri Güney Kıbrıs Rum Yönetimini tanıdılar anlaşma imzaladılar ve KKTC’Yİ işgalci güç konumuna soktular kimseden ses çıkmadı Kıbrıs Türk’ü yalnız bırakıldı.

Sedat Peker’in Kıbrıs ifşaları ile başlayan süreçte kim ne kadar KKTC siyasetini takip etti bilmiyorum ama ada halkının kumarhane ve fuhuş konusunda ciddi rahatsızlıklarını anlattıklarını görürsünüz, sorunlar ne kadar Türk yetkililere anlatılmış olsa da sonuç alamadılar. Şimdi sadece Türkiye’nin hedefte olduğu rüşvet ve kara para trafiği anlatılıyor.

Neden?

İddialar doğru veya yanlış demiyorum çıkan belgeler var, o belgelerde ismi geçenlere her hangi bir soruşturma açıldı mı bilmiyorum en azından basına böyle bilgi sızmadı. İddialarda söz konusu kasetleri izlemedik kamuoyuna düşmedi, düşer mi?

Türkiye elini bundan sonra Kıbrıs’tan çekmezse düşer.

Kıbrıs’ta yaşananlar aslında herkes tarafından çok iyi biliniyor ama Türkiye orada çok etkili malum liyakat sahibi idarecilerin olacağı yerde çok farklı kimlikler gelip istediklerini yaptılar ve KKTC’NİN son dönem yöneticileri seslerini yükseltmediler.

Halil Falyalı adada sevilen biri değildi ama Kıbrıslıydı ve Kutlu Adalı’dan sonra ada dışından gelen bir ekip tarafından öldürülen ikinci kişiydi, ada halkı bunu unuttu demek biraz hayalcilik olmaz mı?

Kıbrıs Türk’ü için Türkiye ata vatan şüphesiz ama anavatanlarında bağımsız ve hür yaşamak istiyorlar, kendi kaderlerini kendileri çizmek istiyor olayın bir başka açıdan özeti sanırım bu.


Atilla Sağım

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

FETÖ’CÜ basının Sedat Peker tahriki

Sedat Peker resti

Sedat Peker SADAT Kılıçdaroğlu